17 Mart 2012 Cumartesi

Yalın - Radikal Gazetesi Röportajı!


10.04.2004
Radikal Gazetesi:
Başlık: 'Yalın' bir müzisyen
'Zalim' isimli parçasıyla büyük sükse yapan genç müzisyen Yalın, gerçekten de adı gibi bir insan. Şarkısına gösterilen olağanüstü ilgi onu hiç şaşırtmamış. Şimdilik her şeyi normal karşılıyor
İSTANBUL - Dergiler, gazeteler, köşe yazarları, falan filan herkes günlerdir Yalın isimli arkadaştan söz ediyor. İstiklal Caddesi, Kadıköy Çarsısı inim inim inliyor 'Zalim' diye. 
Önceleri bunun farkında değildim açıkçası. Çünkü o olmasa başka bir şarkıcının, başka bir şarkısı kulaklarımı tırmalar yolda giderken. Böyle sokaklarda bangır bangır çalan müzikleri çevre kirliliği olarak kabul eder bünyem. Lakin, Yalın'dan o kadar çok söz edildi ki, benim neyim eksik diye konuya bir eğileyim dedim. 
'Ellerine Sağlık' isimli albümündeki tüm parçalarının sözleri ve besteleri Yalın'a aitmiş. Dikkat ettim de, tüm köşe yazarları bunu vurgulayarak ve bundan dolayıdır ki, diyerek başta 'Zalim' olmak üzere albümü beğendiklerinden söz ediyor. Yani anlıyoruz ki, sözleri ve besteleri kendin hazırlarsan iş bitiyor. 
Yeni moda da bu, 'Sözler ve besteler bana ait' durumu. Tarzım değil ne yapayım, belki de sol kulağımdaki işitme kaybı yüzündendir, ben 'Zalim' isimli şarkıyı ve diğerlerini beğenmedim. Ne bileyim hoşuma gitmedi işte. Bunun yanında Yalın isimli arkadaşa bayıldım. Keyifli bir genç. Gözleri benzeri popçular gibi kurnaz kurnaz bakmıyor, en küçük bir hırsı yok. Genelde 'Yahu fazla mı meşhur olduk acaba, ne olacak bu işin sonu?' gibisinden tedirgin bir hali var. Pek de hoşuna gitmiyor bu söyleşiler, söyleşiler. Bana yıllar öncesinin Bülent Ortaçgil'ini ve bu yaz tanıma fırsatı bulduğum değerli müzisyenlerimizden Gürol Ağırbaş'ı anımsattı. Konuşmaktan çok işini iyi yapmaya çalışan sanatçı ağırlığındaydı Yalın. Asıl ismi Hüseyin Yalın'mış onu da belirteyim. 
Yalın kardeş, kusura bakma ama senin gibi bir şarkıyla parlayan, sonra adını hiç duymadığımız popçular oluyor. Sanırım bunun farkındasındır. Farklı ve kalıcı olabilmek için bir strateji planladın mı?
Esasında kendime bir strateji çizdim. Bir kere bu albümdeki 10 şarkı benim. Bundan sonraki albümde 12 şarkı da benim olacak. Ben 
üretebildiğim sürece albümlerimi en güzel şekilde yapmaya çalışacağım. Bir de tabii Universal Müzik gibi bir şirket var arkamda. Sonuçta istediğim besteciyle istediğim şeyi alabilirim. Ama yapmış olduğum bestelerde, benim karakterimin, benim müziğe bakış açımın, benim ruhumun olduğu şarkılarla bir yere geleceğime inanıyorum. Çünkü zaten Türkiye'de bestecilerin şarkılarını söyleyen çok güzel yorumcular var. Ama kendi karakterimle, kendi yaptığım şeyi ortaya koyarak, diğerlerinden ayrılmayı ve insanlara böyle bir şeyi kabul ettirip, sevmesini sağlayacağım. 
'Kendi karakterim' diyorsun, nasıl yani, farkın nedir diğer popçulardan?
Bence bu beste yapış tarzı, yazdığım sözler. Büyüdüğüm kültürün ve ortamın bana verilenlerin bir sunumunu yapıyorum esasında. Her insan ayrı şeylerle, ayrı kültürlerle büyüyor ve herkesin hayata bir bakış açısı ve duygularını bir dile getirme şekli oluyor. Yani benim de beste yaptığım zaman aşklarımı anlatış tarzım var. Ve herkesin söyleyiş tarzı, yani 'Her yiğidin bir yoğurt yiyiş tarzı vardır' derler. Yani yaşam şekilleri, çevre koşulları filan bunlar insanın hayatını belirliyor. Mesela Enrico Macias tarzı şeyler dinleyerek büyümüş olmam tarzıma yansır elbette. Bunlar hep bir oluşum. Onların da çeşitli oluşumları var, benim de oluşumum var, ikisi farklı oluyor. Her insanın kendi hayatı var ve diğer insanlardan ayrılıyor. İlla ki ayrılıyor yani. 
Şarkılarında kadınlar tarafından fena kazık yemiş bir adam portresi ortaya çıkıyor. Zavallı adam zaten kadına 'Zalim' diyor. Çok mu üzdü kızlar seni?
Aşkın içinde acı olduğunu düşünüyorum. Aşk zalimdir diyebiliriz belki. İnsan ulaşamadığına ve kendisine acı yaşatmış insanlara karşı böyle şeyler hisseder diye düşünüyorum. Böyle bir ulaşamamak durumu vardır aşkta. 
Sence kadınlar biraz zalim midir?
Yok canım. Kadınlar ne kadar zalimse erkekler de o kadar zalimdir. Sonuçta onun ucu gelmez. Albümümün 10 şarkısı da aşk şarkısı ve onun içinde de bol bol acı var. 
O kadar yoğun aşk hayatın oldu mu?
24 yaşındayım, birtakım şeyler yaşıyorum. 
Biz o yaşlarda sinek avlardık da o bakımdan soruyorum?
16-17 yaşından bugüne kadar aşk açısından dolu dolu geçti. Buna da şükrediyorum. 
Bu 10 şarkın farklı farklı kadınlar için mi yapıldı mesela?
Hayır onun içerisinde paylaştırmalar var. Biraz kurgu gibi, biraz ondan, biraz bundan. Hepsinin bir yansıması var. 
Demek ki bunların sayısı 20 filan?
Yok canım, her şarkıyı iki kişiye yazmadım. Öyle değil esasında tabii. 
15 diyelim o zaman. Bir ortasını bulmak lazım çünkü.
Yok canım o kadar değil. 
Herkes seni dinliyor, peki sen kimleri dinliyorsun, merak ettim?
Grup Gündoğarken sonra , MFÖ'nün hâlâ eski albümlerini dinliyorum. Daha çok bestecilik yönüyle ayakta kalmış olanları dinliyorum. İlhan Şeşen, Mazhar Alanson ve Bülent Ortaçgil gibi adamlar bir şey yapınca dinliyor insan.
'Biraz gevşedim...' 
'Zalim' isimli şarkın senden önce meşhur oldu. Neler hissettin o sıralarda, her yerde şarkın çalıyor, ama kimse seni tanımıyordu? 
Şöyle bir şey var, Türkiye'de yaptığı işle anılmak isteyen o kadar çok insan var ki. Televizyonlarda filan hep görüyoruz, ' Beni işimle anın, aşk hayatımı, özel hayatımı bırakın' diyen o kadar çok insan var. Ben de sadece işimle 
anılan olan bir insan oldum hakikaten. Etrafımdaki insanların çok uzun zamandır bekledikleri şeyi çok kısa bir zamanda elde etmiş oldum. Ama başlarken tek amacım odamda yaptığım bestelerin Almanya'da da, Gaziantep'te de dinlenmesiydi. Sonuçta ortaya bir ürün sunuyorsunuz. Ama çok zevkli bir şey. Yolda ben aralarından geçerken, insanlar benim şarkımı keyifle dinleyip, söylüyorlardı, süper bir şey. Bununla gurur duyuyorum öncelikle. Orada çok keyif aldım, çok mutlu oldum. 'Ben buradayım, beni de sevin kardeşim' yapmayı istemedim zaten. Çok şatafat seven bir insan değilim açıkçası. Rahatlığı severim. Süslenen bir insan değilim. Kendimle uğraşmıyorum. Kendimle barışığım. 
Bütün bunlar olurken, arada şöyle bir aynaya bakıp 'Yırttık galiba' filan dedin mi?
Asla böyle bir şey demedim, ama albüm çıkana kadar sinirlerim çok gergindi, müthiş heyecanlı bekleyiş vardı. Şimdi biraz gevşedim ama. 
Fazla gevşemek de iyi değildir. Gevşeyenler unutuluyor çünkü.
Evet, tehlikeli bir şey ama ben şu ana kadar oluşturduğum ekiplerime ve birikimlerime güveniyorum. İkinci albümün şarkıları şimdiden hazır, yarın çıkabilir. Birikimim var. Ama sonuçta bunları sindirmek lazım ve bu da kendi içimde vereceğim bir sınav ve onu da kazanmak lazım.

0 comments:

Yorum Gönder

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites More

 
Design by Free WordPress Themes | Bloggerized by Lasantha - Premium Blogger Themes | Blogger Templates